Welcome to Our Website

Ekonomi Dünyası… Tarihi adım: BRICS 11 oldu, Türkiye de sırada

Güney Afrika’nın başkenti Johannesburg’ta geçen hafta (24 Ağustos) tarih yazıldı.

BRICS, 13 yıllık tarihinde “dünya düzenini yeniden düzenleme çabalarını hızlandırmayı amaçlayan bir hamle” yaptı ve genişledi.

Beş orijinal BRICS üyesine (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Afrika) 1 Ocak 2024’ten itibaren altı ülke daha katılacak. Bunlar: Arjantin, Mısır, Etiyopya, İran, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE)…

BRICS genişledi ve 11 üyeli oldu. Şimdi BRICS 11:

– Dünya nüfusunun yüzde 46’sını

– Dünya ekonomisinin yüzde 29’unu,

– Dünyanın en büyük 10 petrol üreticisinden 6’sını,

– Dünyanın en büyük doğal rezervine sahip 10 ülkenin 5’ini,

– Dünya petrol üretiminin yüzde 43’ünü,

– Küresel yabancı yatırımların yüzde 22’sini

– ve küresel ihracatın yüzde 25’ini temsil eden bir blok oldu.

TÜRKİYE’NİN OLDUĞU 40 ÜLKELİK BİR KUYRUK VAR

Şimdilik BRICS 11 diyoruz. Küresel Güney, Küresel Çoğunluk ya da Küresel Dünya gibi öneriler var.

Şimdilik; çünkü katılmak için uzun bir kuyruk var. Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 40 ülkeden söz ediliyor. Bu ülkelerden 23’ü resmi başvuru yaptı. Türkiye, resmi bir başvuru yapmadı, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından davet edildi. Türkiye’nin de BRICS’e sıcak baktığı biliniyor.

BRICS’e katılmak isteyen bazı ülkeler: Bahreyn, Bangladeş, Beyaz Rusya, Cezayir, Endonezya, Fas, Honduras, Kuveyt, Küba, Meksika, Nijerya, Suriye, Tacikistan, Tayland, Tunus, Venezüella, Vietnam ve Yunanistan…

Genişleme dalgasının bu ilk hamleyle sınırlı kalmayacağı ve ikinci ve üçüncü adımların atılacağı açıklandı.

TAHRAN VE RİYAD AYNI PLATFORMDA; SİYASİ VE EKONOMİK DENGELERDE DEĞİŞİMLER OLABİLİR

Bloğun genişlemesini en sıkı savunanlardan Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, “Bu üyelik genişlemesi tarihi bir gelişme. Bu, BRICS ülkelerinin daha fazla gelişmekte olan ülkeyle birlik ve işbirliği konusundaki kararlılığını gösteriyor” dedi.

Bölgesel olarak bakacak olursak; Hindistan ve Çin, Asya’yı tam güç temsil ediyor. Brezilya, Arjantin’in katılımı için stratejik olarak lobi faaliyeti yürüttü ve Güney Amerika’dan iki temsilci oldu.

Ortadoğu; İran, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır ile temsil ediliyor. İki büyük petrol üreticisi; İran ve Suudi Arabistan’ın yer alması küresel siyasi ve ekonomik dengelerde önemli değişimlere yol açabilir.

Afrika’ya da Güney Afrika’nın yanına kıtanın yükselen yıldızı, en hızlı büyüyen ekonomisi Etiyopya eklendi.

KÜRESEL ENERJİ CEPHESİNDE NELER OLACAK?

BRICS’in ilk hamle genişlemesinde, en önemli adım enerji cephesinde atıldı. BRICS 11, küresel petrol ihracatının yüzde 39’unu, kanıtlanmış rezervlerin yüzde 46’sını ve küresel üretimin yüzde 48’ini kontrol eden enerji merkezi haline geldi.

Uzmanlara göre, Batı dünyası petrol fiyatlarını kontrol etme gücünü ve ardından tek taraflı yaptırımları uygulama araçlarını kaybedebilir.

Petrol karteli OPEC+’teki iki büyük ve karar verici üye; Suudi Arabistan ve Rusya artık BRICS 11 üyesi… Ve tabii OPEC’in diğer üyeleri İran ve Birleşik Arap Emirlikleri de…

İRAN’IN BRICS’E KATILMASI BATI İLE GERİLİMLERİ ARTIRABİLİR

Burada İran için bir paragraf açmak gerekiyor. İran, BRICS’e katılmayı “tarihi bir başarı ve stratejik bir zafer” olarak görüyor.

Özellikle Çin’in çabalarıyla başlayan İran ile Suudi Arabistan arasındaki yakınlaşma, Ortadoğu’da dengeleri değiştirme yolunda ilerlerken, iki petrol devinin BRICS 11’de buluşması bu gelişmenin bir sonraki aşamasını temsil ediyor.

ABD’nin ağır yaptırımları altındaki İran, dünyanın ikinci büyük gaz rezervlerine ve Ortadoğu’daki petrol rezervlerinin dörtte birine sahip. Ancak yaptırımlar nedeniyle son zamanlarda artmış olmasına rağmen, 2010’ların başındaki petrol ihracatının yarısını bile gerçekleştiremiyor.

Enflasyon, yavaş büyüme gibi yaptırımlardan kaynaklanan sorunlarla baş etmeye çalışan İran son zamanlarda Çin’e indirimli petrol satarak ayakta kalmayı başardı. Ayrıca ekonomisini petrolden uzaklaştırarak çeşitlendirdi ve BRICS üyeleriyle ticareti artırdı.

Son birkaç yıldır Rusya ile derinleşen güvenlik ve savunma ortaklığı kurdu ve Çin ile ekonomik bağlarını güçlendirdi. BRICS’e İran’ın eklenmesi hiç şüphesiz Batı ile jeopolitik gerilimleri artıracak.

BRICS ÇOK KUTUPLU BİR KÜRESEL DÜZEN PEŞİNDE…

BRICS’in dünya sahnesinde önemli bir oyuncu olma tutkusu olsa da Rusya lideri Putin, “BRICS kimseyle rekabet etmiyor” diyor.

Brezilyalı Devlet Başkanı Lula da Silva, bloğun ABD ve Yediler Grubu’ndaki zengin ekonomilere rakip olmaya çalışması gerektiği fikrine karşı olduğunu açıkladı. BRICS’in eski ve yeni üyelerinin birçoğu Batı’ya meydan okumaktan ziyade çok kutuplu bir küresel düzenin yaratılmasının teşvik edilmesini destekliyor.

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Perşembe günkü genişleme duyurusuna katılması ve konuşmasında BRICS’in uzun süredir BM Güvenlik Konseyi, Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası’nda reform yapılması yolundaki çağrılarını dile getirmesi bloğun küresel arenada artan etkisini yansıtıyor.

Guterres, BRICS’in de sürekli vurgu yaptığı paralelde, “Bugünün küresel yönetişim yapıları dünün dünyasını yansıtıyor. Çok taraflı kurumların gerçekten evrensel kalabilmesi için, günümüzün gücünü ve ekonomik gerçeklerini yansıtacak şekilde reform yapmaları gerekiyor” dedi.

Uzun süredir ABD müttefiki olan, dünyanın en büyük iki enerji tedarikçisi ve Körfez bölgesinde siyasi ve ekonomik ağırlığı çok yüksek Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin bloğa dahil edilmesi, yeni dünya düzeni arayışına da hız katacak. Ve tabii ABD hakimiyetindeki mevcut dünya düzenine karşı meydan okumaları da…

HEDEF TİCARETTE YEREL PARALARIN DAHA FAZLA KULLANILMASI

İran, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi büyük üreticilerin BRICS’e katılmasıyla blok ülkeleri arasındaki ticarette ABD Doları yerine yerel para birimlerinin daha geniş çapta kullanılmasının önü iyice açıldı.

Dünyanın en büyük petrol üreticilerinin ve tüketicilerinin üyeliği BRICS üyelerinin ticarette yerel para birimlerini kullanması için bir temel oluşturacak. Bu bir gerçek…

Küresel düzeni yeniden şekillendirerek nüfuz merkezini Kuzey’den Güney’e kaydırmaya çalışan BRICS, aynı zamanda dolara alternatif bir para birimi yaratmanın peşinde… Bu konuda özellikle Brezilya epey istekli…

ÇİN, BRICS PARA BİRİMİNDEN ÖNCE GENİŞLEME VE REFORMLARDAN YANA…

Brezilya lideri Lula, BRICS ülkelerinin ticari işlemlerde kullanacakları ortak bir para biriminin kırılganlıklarını azaltacağını, ödeme seçenekleri artıracağını savunuyor.

Rusya lideri Putin, geçen yılki BRICS zirvesinde üye ülkelerin “yeni bir küresel rezerv para birimi” çıkarmayı planladıklarını ve tüm ortaklarla açık bir şekilde çalışmaya hazır olduklarını söylemişti.

Ticarette yerel para birimlerine ağırlık verme ve nihayetinde BRICS para birimi hedefinin merkezinde ABD’nin Çin’le olan ticaret savaşının yanı sıra ABD’nin Çin ve Rusya’ya yönelik yaptırımları da yer alıyor.

BRICS ülkelerinin yeni bir rezerv para birimi oluşturması durumunda, bu durum muhtemelen ABD dolarını önemli ölçüde etkileyecek ve potansiyel olarak talepte bir düşüşe yol açacak. Bunun da ABD ve küresel ekonomiler ile ABD’nin hegemonik gücü üzerinde etkileri olacak.

Ancak, Çin yeni para birimi hamlesinin şimdilik ertelenmesinden ve genişleme dalgalarına öncelik verilmesinden yana… Pekin yönetimi, öncelikli olarak üye ülkeler arasındaki ticaretin dolardan ulusal para birimlerine kaydırılmasına ağırlık verilmesini istiyor. Ayrıca, küresel finans ve parasal sistem reformunun hız kazanmasını destekliyor.

BRICS PARA BİRİMİ İÇİN DAHA YAPILACAK ÇOK İŞ VAR

Tabii diğer yandan yeni para birimine ilişkin hazırlıklar, görüşmeler devam ediyor.

Bilindiği gibi, ABD Doları küresel rezerv para… Ancak son yıllarda ülkelerin döviz rezervlerindeki payı azalıyor. IMF’nin verilerine göre, 2022’nin son çeyreğindeki toplam döviz rezervlerinde doların payı yüzde 47’ye düştü.

Yine de küresel ticarette döviz işlemlerinin yüzde 88’i, petrol ticaretinin neredeyse tamamı dolar ile yapılıyor. Kredi kartı sistemi ve havale sistemi Swift de ABD Doları’nın kontrolünde…

BRICS para birimi aslında siyasi bir proje… Bir bankacılık birliği, mali birlik, üyeler arasında makroekonomik göstergelerde uyum gerektiriyor. Ayrıca, bu çizginin dışına çıkan ülkeler için bir disiplin mekanizmasına ihtiyaç var… Ve en önemlisi ortak bir merkez bankası…

1999’da Euro’nun yaratılmasını hatırlayalım. Yıllarca süren hazırlıklar, yeni bir merkez bankasının kurulması, ülkelerin aşamalı olarak kendi para birimlerini kaldırması… Sancılı ve zorlu bir süreç.

Uzatmayalım… BRICS henüz resmi bir örgüt bile değil. Birleşmiş Milletler ya da OPEC gibi… Sadece önde gelen gelişmekte olan ülkelerin kalkınmayı, ekonomik işbirliğini ve karşılıklı ticareti artırmak için kurdukları bir platform. BRICS’in henüz bir serbest ticaret anlaşması yok. En önemli başarısı, ağırlıklı olarak kalkınmanın finansmanı üzerine çalışan bankası; Yeni Kalkınma Bankası…

Rota doğru ama daha gidilecek zor ve uzun bir yol var.

AMERİKAN KAPİTALİZMİNİ BEKLEYEN TEHLİKE…

Özelikle son 20 yılda ABD ekonomisinde dramatik bir dönüşüm yaşanıyor. Amerikan ekonomisini artık şirketler de değil büyük finansal kurumlar yönlendiriyor. 12 büyük finansal kurum neredeyse her şeyi kontrol ediyor. ABD’nin siyaseti ve ekonomisi üzerinde çok büyük bir etki yaratma araçlarına sahip olmuş durumdalar.

2000 yılından bu yana, Exxon, Disney, Dell gibi büyük şirketler giderek iki tür finansal kuruluşun etkisi altına giriyor: Endeks fonları ve özel sermaye fonları.

Vanguard, State Street, Fidelity ve BlackRock’tan oluşan dört endeks fonu, S&P 500 endeksindeki şirketlerin yüzde 25’inden fazlasına sahip ve şirketler Amerika üzerinde muazzam bir güç sahibi oldular; bu benzeri görülmemiş bir güç yoğunlaşması.

Ayrıca Apollo, Blackstone, Carlyle ve KKR’den oluşan özel sermaye fonları da portföylerinde 2.7 trilyon dolar varlık biriktirmiş durumda ve şirket yönetimlerini kontrol ediyor.

Bu kurumlar hissedarı olduğu şirketlerin yönetimlerine hakim oluyor. Örneğin 2018’de en büyük iki endeks fonu olan BlackRock ve Vanguard, Exxon’un stratejisini düşük karbonlu bir geleceğe doğru şekillendirmek amacıyla Exxon’a üç yönetim kurulu üyesi atadı.

EN YÜKSEK EKSİ REEL FAİZ HALA BİZDE

Bize dönelim, Merkez Bankası politika faizini 7.5 puan artırdı ve yüzde 25’e çıkardı. Türk Lirası değer kazanıyor ve devletin kur korumalı mevduat saçmalığından çıkma yönünde adımlar atmasının da etkisiyle mevduat faizlerinde yükseliş başlayacak.

Kimi uzmanlar, yükselen faizlerle kredi piyasasının daralacağını, şirketlerin zorlanacağını, ekonominin durgunlaşacağını ve işten çıkarmaların başlayacağını söylüyor.

Yine de durum şu; tek basamaklı rakamdan yüzde 25’e kadar çıkan faize rağmen, dünyada yüzde 23 eksi reel faiz uygulayan başka bir ülke yok. Ülkeler durgunluk riskine rağmen, enflasyona karşı faiz silahını kullanıyorlar.

COTTARELLI İLE MASAYA BÖYLE BİR SÜRECİN SONUNDA OTURULDU

Bu arada Hazine ve Maliye Bakanlığı, IMF’den bir heyetin son dönemdeki ekonomi politikalarını daha yakından öğrenmek için Türkiye’ye rutin ve teknik bir ziyarette bulunabileceğini belirtti.

Bu işler böyle olur. Önce IMF’den bir heyet gelir, basın toplantısı düzenler, kurumu anlatır, Türkiye ekonomisini irdeler. Sonra da bir direktörle birlikte incelemeler yapılır, anlaşmalar imzalanır. Carlo Cottarelli de zamanında ekonomi yönetimiyle masaya böyle oturmuştu.

GEÇEN HAFTA NELER OLDU?

ABD’de Jackson Hole Zirvesi’nde Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell’ın konuşması piyasaları rahatlattı.

Powell, yaz boyunca beklenenden daha dirençli ekonomik verilerden söz etti ve Fed’in enflasyonu yüzde 2 hedefine geri getirmek için faiz oranlarını daha da artırmaya hazır olduğunu belirtti. Powell, gelecek verilerin yanı sıra gelişen görünüm ve potansiyel risklerin değerlendirilmesi amacıyla Eylül ayında faiz oranlarının değişmeyeceğini ifade etti.

Powell’ın konuşması üzerine, Cuma günü Dow Jones endeksi, 247 puan birden yükseldi. Haftalık olarak Dow Jones yüzde 0.4 kaybederken, S&P 500 ve Nasdaq sırasıyla yüzde 0.2 ve 1.1 arttı.

Diğer yandan S&P 500’deki şirketlerin ikinci çeyrek yılda hisse başına kâr rakamları geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 216 artış gösterdi. Bu beklenenden daha iyi bir veri… Örneğin yapay zekadan en kârlı çıkan çip üreticisi NVDIA’nın net kârı geçen yıla göre dokuz kat artarak 6.2 milyar dolar oldu.

ÇİN EKONOMİSİNİN 8 BAŞ AĞRISI…

Çin ekonomisinden olumsuz veriler geliyor. Son olarak, 2023 Ocak-Temmuz döneminde sanayi kârları yüzde 15.5 düştü.

Çin ekonomisinin temel sorunları kısaca şöyle:

1.Emlak balonu, 2. Devasa borç yükü, 3. Deflasyon, 4. Doğurganlığın azalması, çalışma yaşındaki nüfusun inişe geçmesi, 5. ABD ile ticaret savaşı ve yaptırımlar, 6, Yatırımcıların Çin’i terk etmesi, 7. Genç işsizliği, 8. Güven kaybı, Nisan ayında tüketici güven endeksi dip yaptığından beri veri yayımlanmıyor.

PETROL FİYATLARI YÜKSELİYOR

Öte yandan petrol fiyatları ABD’de petrol sondaj kulesi sayısının azalması, Louisiana’da bir rafineride çıkan yangın ve Suudi Arabistan ile Rusya’nın ek üretim kesintilerini Eylül ayına kadar uzatacaklarını açıklamaları nedeniyle yükseldi. Batı Teksas petrolünün varili 80, Brent petrolün varili de 84 dolar oldu.

BU HAFTA NELER OLACAK?

Bu hafta ABD’de ikinci çeyrek büyümeye ilişkin ikinci tahmin yayımlanacak. Ayrıca, işgücü raporu, PCE fiyat endeksi, kişisel gelir ve harcama verileri de yayımlanacak. Euro Bölgesi’nde Almanya, Fransa, İtalya, İspanya ve İsviçre’nin enflasyon oranı rakamlarına odaklanılacak. Türkiye, Hindistan, Brezilya ve Kanada ikinci çeyrek GSYİH büyüme rakamlarını açıklayacak.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir