Türk sinemasının önemli yönetmenlerinden Halit Refiğ, doğumunun 90. yılında Bakırköy’de düzenlenen etkinlikle anıldı.
Refiğ’in anısına 2001 Collage Sergi Salonu’nda düzenlenen programda, sanatçının hayatındaki önemli anların yer aldığı fotoğraf sergisi de katılımcılarla buluştu.
Sergiyi hazırlayan iş adamı ve koleksiyoner Hilmi Nakipoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, böylesi bir organizasyonun parçası olmaktan mutluluk duyduğunu belirterek, ” Halit Refiğ‘in sanat hayatını anlatan bir sergi düzenlemek istedik. Onu, ölüm yıl dönümünde değil, doğum gününde anmak istedik. Filmlerinden kareler, yaşamındaki önemli isimlerle birlikte portrelerine yer vererek onu unutmadığımızı dile getiriyoruz. O, bu ülkenin en önemli yönetmenlerinden, sinemacılarından birisiydi.” dedi.
“Refiğ’in en büyük özelliği bu toprakların insanlarını dinlemesi, onlara kulak vermesiydi”
Onur, Refiğ’in vefatına kadar hep yanında olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:
“Burgazada’da ve Sapanca’daki evlerinde birçok ünlü isimle birlikte sohbetlerine eşlik etme bahtiyarlığına eriştim. O, hiç şüphesiz, Türkiye’nin yetiştirdiği en büyük entelektüellerden birisiydi. Sadece sinemayla değil, bu toprakların tarihiyle fazlasıyla ilgiliydi. Refiğ’in en büyük özelliği bu toprakların insanlarını dinlemesi, onlara kulak vermesiydi. Öyle sanıyorum ki yeni nesil yönetmenlerin ondan öğrenecekleri çok şey var.”
“Türkiye’ye empoze edilmeye çalışılan fikriyatın tam karşısında yer alıyordu”
Halit Refiğ’in bir dönem hayat arkadaşı olan Nilüfer Aydan, Refiğ’in sadece bir yönetmen değil, dünya görüşü olan önemli bir düşünür olduğunu vurguladı.
Refiğ’in kendisini çok iyi yetiştirmiş birisi olduğunu belirten Aydan, “O, bir eleştirmendi, yazardı, fikir ustasıydı. Bu nedenle onun filmleri Türk sinemasının en dolu yapımlarındadır. Çünkü onun filmlerinde sadece görüntüler değil, fikir ve düşünceler vardır.” değerlendirmesini yaptı.
Usta yönetmenin ikinci eşi Gülper Refiğ de şunları kaydetti:
“Halit’in sevenleri hala onu yalnız bırakmıyorlar. O, Türk sinemasının bence en önemli ismiydi. Buna rağmen mütevaziliğinden, nezaketinden hiçbir zaman vazgeçmez ve ‘ben, bir sanatçı değilim yavrum, bir öğrenciyim’ derdi. Onun derdi, bu topraklar ve bu toprakların insanıydı. Türkiye’ye empoze edilmeye çalışılan fikriyatın tam karşısında yer alıyordu. Çileli bir hayatı oldu, o dertli bir insandı ve belki de onu hala büyük kılan da bu dertli haliydi.”
“O, bize sorgulamayı ve eleştirmeyi öğretti”
Gazeteci yazar Ali Saydam ise düzenlenen etkinliğin Halit Refiğ’i anmak ve anlamak için çok önemli bir vesile olduğunun altını çizdi.
Saydam, “Halit Refiğ’in fikriyatında adalet var, vatan sevgisi var. O, omurgası çok sağlam bir adamdı. Her zaman milletinin yanında, vatanın bölünmez bütünlüğünün tarafı oldu.” ifadelerini kullandı.
Program, usta sanatçının, başrollerini Yıldız Kenter ve Eşref Kolçak’ın paylaştığı 1989 yapımı “Hanım” filminin gösterimiyle son buldu.
Halit Refiğ hakkında
Refiğ, ilk olarak 1954’te yedek subay olarak gittiği Kore’de çektiği 8 milimetrelik filmlerle sinemaya adım attı. İlk profesyonel sinema çalışmasına “Yaşamak Hakkımdır” filmiyle, Atıf Yılmaz’ın asistanlığını yaparak başladı.
İlk filmi “Yasak Aşk” ile 1961’de yönetmenliğe adım atan Refiğ, “ulusal sinema” düşüncesine öncülük edenlerin başında geldi.
Batılı sinema anlayışına karşı “ulusal sinema” fikrini savunan Halit Refiğ, Metin Erksan, Lütfi Akad, Duygu Sağıroğlu ve Sami Şekeroğlu ile birlikte bu fikir üzerine yazılar yazdı ve bu alanda örnek filmlere imza attı.
Türk sinemasında 1970’li yıllarda başlayan değişim nedeniyle televizyon filmleri çekmeye başlayan Refiğ, Kemal Tahir, Halit Ziya Uşaklıgil gibi isimlerin eserlerini de televizyon ekranına aktardı.
Usta yönetmene 1997’de Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi tarafından “Onursal Profesörlük” unvanı verildi. Çok sayıda makale ve araştırma yazısı kaleme alan usta yönetmenin “Ulusal Sinema Kavgası” çalışması başta olmak üzere pek çok kitabı yayımlandı.???????